Balkanlar’da bulunan bir ülke olan Makedonya; Yunanistan’ın kuzeyinde ve Bulgaristan’ın güneybatısında yer almaktadır. Kuzey, güney ve orta olmak üzere üçe ayrılan Makedon toprakları, aslında tarihsel süreç içerisinde Makedonya havzası olarak bilinen yerlerin bütününe verilen addır. Günümüzde bu toprakların çoğunluğu Yunanistan sınırları içerisindeyken kalan kısımları ise Bulgaristan’da bulunmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde oldukça önemli bir yeri olan ve en eski medeniyetlerden biri olarak kabul edilen Makedonlar; gerek kültürleri gerekse geleneksel sanatlarıyla harika işler çıkarmışlardır. Balkanlar’ın ve Avrupa’nın en geleneksel yapılarından bazılarına sahip olan Makedonya hakkında her şeyi deneyimlemek, ziyaretçilerin unutulmaz bir tatil yaşamasına sebep olmaktadır.
Dünyadaki en köklü medeniyetlerden biri olan Makedonlar, Bizans öncesi döneme dayanan geçmişiyle eşi benzeri olmayan sanat eserlerine sahiptir. Makedon sanatı ile ilgili bilgileri ele almak için şunu bilmek gerekmektedir. Bizans döneminde yer alan sanat anlayışı birebir Makedon Rönesans’ıdır. Bizans’taki sanatı bile etkileyebilecek özelliklere sahip olan Makedon sanatı; özellikle 9.ve 10.yüzyıllarda Avrupa’daki sanat anlayışına damga vurmuştur. Günümüzde o dönemlerden kalma eserler Makedonya sınırları içerisinde de görülebilmektedir. Üsküp’teki Makedonya Müzesi akıllara gelen ilk yer olarak ziyaretçilere önerilmektedir. Bununla birlikte Makedon topraklarından çıkartılan tarihi eserlerin sergilendiği Makedonya Ulusal Arkeoloji Müzesi de görülmeye değer çok sayıda güzelliği sergilemektedir.
Makedonya’nın Tarihi
Günümüzde bilinen Makedonya topraklarında yer alan Makedon Devleti, aslında geçmişte Paeonia Krallığı denilen yeri kapsamaktadır. Eski Makedonya Krallığı’nın sadece bir vilayeti olacak kadar yeri kapsayan bu topraklar, tarihsel olarak ilk defa Enchelae, Pelagones ve Lyncestae kabileleri tarafından iskan edilmiştir.
MÖ 800 yılında kurulduğu kabul edilen Makedon Krallığı’nın kaderi, dünya tarihine adını altın harflerle yazdıran ve savaş taktiklerini baştan yazan Alexandros yani Büyük İskender’in MÖ 356 yılında doğmasıyla değişmiştir. Günümüzde gelmiş geçmiş en büyük komutanlar arasında gösterilen Büyük İskender, Makedon Krallığı’nın sınırlarını durmak bilmeden genişletmeye başlamıştır.
Doğuya doğru Mısır’dan Pers İmparatorluğuna kadar pek çok yeri ele geçiren Büyük İskender, savaşlarla dolu kısa hayatının son bulmasının ardından Makedon Krallığı kazandığı tüm toprakları kısa bir sürede kaybetmiştir. Büyük İskender sonrası dönemdeki şaşalı günlerine dönemeyen Makedonya, daha sonraki zamanlarda Bizans, Osmanlı ve Yugoslavya gibi büyük devletlerin himayesi altına girmiştir. Makedonya, ancak 1991 yılında Yugoslavya’daki iç savaşlar sonrasında bağımsızlığını elde edebilmiştir.
Oldukça eski bir medeniyet olan Makedonya, sanat tarihine de adını altın harflerle kazımayı başarmıştır. Makedonlar, tarih öncesi zamanlardan itibaren sanatta Helenistik dönemin etkileriyle gelişmişlerdir. Bizans İmparatorluğu zamanına gelindiğinde sanatta adeta altın çağına giren Makedonlar, yarattıkları eserlerle Avrupa’da büyük etki yaratmışlardır. Özellikle Bizans sanatında Makedon Rönesansının yaşanması buna verilebilecek en güzel örnek olarak görülmektedir.
Makedonya Denildiğinde İlk Akla Gelenler
Makedonya denildiğinde bugün bile ilk akla gelen şey; yüzyıllar öncesinde yaşamış ve tarihin en büyük komutanları arasında gösterilen Alexandros yani bilinen adıyla Büyük İskender’dir. MÖ 356 yılında doğan Büyük İskender’in savaş taktikleri yüzyıllar boyunca harp sanatı olarak kullanılmıştır. Makedonya’nın en belirgin özellikleri arasında başı çeken Büyük İskender; dünyanın dört bir yanında tanınan, adına şarkılar yazılan ve destanlaştırılan bir figür olarak yaşamaya devam etmektedir.
Makedonya denildiğinde akıllara gelen bir diğer şey ise Makedon Rönesans’ıdır. Bizans İmparatorluğu döneminde ortaya çıkan ve bilim insanlarının ilgisini klasik bilime çeviren bu anlayış, tüm Avrupa’yı etkisi altına almıştır. Ayrıca bu anlayış, edebiyattan görsel sanatlara kadar pek çok alanda yayılmıştır. Bu dönemde ortaya birçok ölümsüz eser de çıkmıştır. Bu eserlerden en büyüğü olarak gösterilen Mikhail Psellos’un Kronografya adlı yapıtı, Bizans hükümdarlarının hayatını anlatmaktadır.
Makedonya denildiğinde mutfağından da mutlaka bahsetmek gerekmektedir. Enfes lezzetlerle tanınan Makedon mutfağı; tavce gravce, pastrmajlija yani Makedon pizzası, turlitava yani sebzeli etli güveç, pindjur ve mekici ile tanınmaktadır. Ziyaretçilerine unutulmaz lezzetler sunan Makedonya, her özelliği ile muhteşem bir ülkedir.
Makedonya Hakkında İlginç Bilgiler
Makedonya, Balkanlar’da yer alan köklü devletlerden biridir. Avrupa tarihinde en eski krallıklar arasında gösterilen Makedonya, hakkında bilinmeyen bilgilerle dikkatleri üzerine çekmektedir. Makedonya’nın adı aslında Kuzey Makedonya’dır. Makedonya, 1991 yılında Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu süreçten sonra 1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından tanınan ülke, Yunanistan’ın itirazı sonucu Makedonya adıyla BM’ye üye olamamıştır. Bunun ardından Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti adıyla BM’ye girebilen ülke, 2018 yılında Yunan Hükümeti ile masaya oturarak isminin Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak değiştirilmesi konusunda anlaşmaya varmıştır.
Bugün Makedonya toprakları olarak bilinen yerin sadece 1/3’ü Makedonya hakimiyeti içerisindedir. Tarihsel süreçte Makedonya Bölgesi olarak bilinen yerlerin yarısından çoğu Yunan toprakları, büyük bir bölümü de Bulgaristan sınırları içerisinde yer almaktadır.